beşikte büyütüldük . .
sallana sallana alıştık sallanmaya . .
salıncaklardan düştük. .
dizlerimiz param parça. . .
aktı yaşlar çocukluk yıllarında . .
hep bir hayal hep bir vuslat . . .
dipsiz kuyulara sızan hüzmelerin arasından...
gölgelere karışan silüetlerden...
bir tek senin ki var dimam da . . .
hıçkırıklarımda boğulan bir senin ismin var dilimin ucunda . .
kırık dökük eşyalarıma sinmiş bir senin kokun tüter burnumda . . .
yalnız sabahlarımda bir soğuk yel eser mazinin acı duraklarından . . .
beklediğim 9:10 vapuru henüz gelmedi daha seninle görüşmeyen gönlüm bir düş bahçesi . . .
cıvıltılı bir sokakta sağım solum gül kokulu bir iki veranda da takılı kalmış aklım . . .
ne yaptıysam olmadı susmadı akıl bile almıyor bu dediklerimin sonu hep mi hüsrandı...
bilmezdim bu kadar bildiğimi belirsizliklerin içinde seni sevdiğimi . . .
sevmeyi bilemedik mi hiç. .
oysa özgürce haykırıyorum şu an o kadar dingin ve sakinim ki tüm demirleri kaldırıp fırtınalara yol alır giderim ufukta kaybolana dek dümendeyim. . .
kayıp gitmeden düşlerimiz elimizden son bir Arafat biçilmişse bize gel bekliyorum seni...
sessiz çığlıklarıma hür bir zarafet kat ve hisset bedenimi atan kalbimi . . .
bir olmak yolunda ölüyorum ya işte adını "AŞK" koyacaklar her sonu yalnız ve açlıkla biten gibi.. .
gün batımına içiyorum şimdi Abu Aşk meyler bana helal kılındı kimse alamaz bu hazzı içse de kârı yok tüm varı yoğu.
0 yorum:
Yorum Gönder