Koyu mavimsi zifiri karanlık bir sema altında ya tek başına ya tüm varoluş orada
ya geçmiş gelmiş geleceğe karışmış bir bütün top yükün bir vücut ya boş kalmamış boş var olmuş kontrolsüz kendi varoluşunun önününe geçilmez özgür ahenkli dansına boşluğa ya aklımızın asla yetemeyeceği kara delik misali evrene ya sadece harflere kelimelere cümlelere düğüm düğüm olan yutkunamadan kopkoyu bir hüzün bırakan her haykırışa boş vermişliğe verileni heba edişlere ya tekrar eden farklı olmayan unutulan her an….a umut kalmamış uçsuz bucaksız tarlaların kıyameti getirecek tek bir katre üzerine savaşına yaşadığın kainatın sen farkına varmadan sema edişine sensiz geleceğe gelmeden geçen günlere hasta kalmış yatalak fikirlere ömür yetmez gülüşlere tebessümsüz gün batımından doğan güneşle yeşerişe günün yitip gidişine değil yetip görenine amanın gönlüne sağırın cehresine lal kalmışın kalemi parçalayıp anlamı anlatan durgunluğuna basamasa da ayakları üzerine yakalanamayan ruhuna ve kimse için değil ne dendiği nasıl bakıldığı sorulara cevap vermek zorunluluğu değil verememek korkusu hiç değil sadece doğru olan senin bildiğin geçmişin KÜFRETTİĞİ geçen zamanın KATLETTİĞİ gelecek denilen gaybın BAŞ TACI ettiği ahirin alimi alt ettiği …..Doğum sancısı çeken gerçek bir hayata veda eden bir parça
zaman : )( :
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder